11 Dec
11Dec

11.08.2009 Aksaray SHSCDER 

Değerli Meslektaşlarım ve Sayın Türk Halkı daha önce defalarca yazı yazdığım Sağlıkta Dönüşüm,Tam Gün Yasası ve Türk Sağlığı Nereye Gidiyor? konuları hakkında yazdığım yazıları hatırlayanlarınız vardır o zamanda şunu söylemiştim bu sağlıkta dönüşüm değil Türk Halkının Sağlığına Konan Bomba, Sermayelere Sonsuz tanınan kredidir diye Bakınız; AKP hükümeti; 7 yıldır kurmaya çalıştığı sağlık piyasasına, ucuz işgücü sağlamak için yasa koyucu gücünü, eşitsizlikleri, adaletsizliği artırıcı, kamusal sağlık hizmetlerini tasfiye edici nitelikte düzenlemeler için kullanıyor. Bunu yaparken de; biz sağlık çalışanlarının,omuzlarına basarak özlük haklarımızı gasp ederek emekliliğimize dahi sayılmayan 3 kuruş Döner sermaye ödemelerinden de kesintiye gitmek için tasarruf tedbirlerinde ilk kalem olarak bunu işaret etmekten geri kalınmamıştır TAM GÜN YASASIDA; sadece hekim odaklı ve sorunun odağındaki gurup olarak gösterilmeye çalışılmakta diğer Tabip dışı personellerden hiç bahsedilmemektedir

Neden Hekimlerin Meslek Odası var ya Diğer Tabip Dışı Personelin Meslek Oda Kanunu var mı? Yok Çıkartılır mı? Evet ama tek şart var tüm sağlık çalışanlarının bir araya gelmesi ile Sağ-Sol-v.b. yakıştırmalardan kaçınmak gereklidir. Eğer bunu başarırsak sayısal olarak elinde çoğunluğu elinde bulunduran bizler bu SAĞLIK PERSONELİ MESLEK ODASI KANUNU çıkarttırma noktasında bir olursak o zaman güçlü olmanın kudreti ile daha net duruşlar sergileyerek bu gün kokuşmuş sendikacılık zihniyetini yıkarak bir yerlere bir şeylere sahip olmanın hazını alırsınız. Bu gün ülkemizde yaklaşık 10 adet sendika mevcuttur bunların sağlık çalışanları ile ilgili yaptıkları elle tutulur gözle görülür çalışmaları yoktur. Bu gün yaptıklarını söyledikleri olaylar daha yönetmelik ve genelgeler çıkmadan çözüle bilecek sorunlarken hep bir siyasi partilerin arka bahçesi konumunda oldukları için susturulmuşlardır. İki (2) yıl geriye gidelim o zaman Devlet Bakanı olan M.Ali ŞAHİNİN Türkiye ‘de yetkili sendika başkanına söylediği laf sonrası sendika yönetimi tarafından yalanlama gelmemiştir. Demek ki bir şeyler yanlış gidiyor. Anayasa ile sağlanan sağlık hakkı ;kamusal nitelikteki bir sağlık hizmetinin özel çıkar amacıyla “kirlenmesini” önlemek için önerilerimiz olduğunu,hatta bu kurumlarda sağlık dışı personel çalıştırılarak sosyal güvencesiz çalıştırıldıklarını ve ülkeye verilmesi gereken sigorta

pirimlerinin yatırılmadığını,dahası yapılmayan muayene ve tedavilerin faturasının şişirilerek devlete gönderildiğini,böylece hastane lobilerinin oluşturulduğunu yazmıştık. Bugün İstanbul’da ve Türkiye’nin değişik illerinde oluşturulan hastane gurupları buna en güzel örnektir.Hükümetin gücüne yanına alan bazı kuruluşlar şuan ellerinde 5-6 hastane gurubu bulundurmaktadır. Biz Kehanette bulunmuyoruz Sağlık Bakanlığının Açıkladığı Sağlıkta dönüşüm ve World Banktaki yazılanları düz olarak okuyup anladığımız için ve tarafsız olarak gözlemlerimizi söylediğimiz için bunları göre bildik. Biz Bugüne Kadar Ne dedik? *** TAM GÜN YASA TASARISINI; Kamusal bir sağlık kurumunda, hastaların yapacağı cepten ödemelere değil ödediğimiz vergilerle finansmanı sağlanan, hasta ile sağlık hakkı arasına, hekimle hastası arasına hiçbir gerekçe ile maddi ilişkiyi sokmayan piyasacı modeline bir kalkan gibi kullanmayınız. **** BUNUN ADI SAĞLIK PİYASASINDA SAĞLIK İŞ GÜCÜNÜ UCUZLATMA TASARISI YANİ İLK ADI İLE HASTANE BİRLİKLERİ YASA TASARISI SONRA KAMU HASTANE BİRLİKLERİ YASA TASARISI 

Değerli meslektaşlarım ve sayın Türk halkı; Ülkemizde geçmişte ve günümüzde de Siyaset bazıları tarafından, toplumu haklarından mahrum bırakmaya ikna SALTANATI sanılabilir. Ancak hiçbir SALTANAT hiçbir toplumu sonsuza kadar kandıramaz. Sadece Hekim emeğini TAM GÜN YASASINA koyup Tabip dışı personeli’de yok sayamaz. Sağlıkta dönüşümle kamu hastanelerini parça parça paketlenip satma yasasına HASTANE BİRLİKLERİ denilmektedir. Söz oyunlarıyla ve arka bahçenizde oynayan sendikalarla ayakta tutulmaya çalışılan sağlığın sağlıksızlığı ve niteliksiz ellerde olduğu Bursa’daki hastane yangını, Zekai Tahir Burak’ta enfeksiyondan ölen bebeklerle gün yüzüne çıktı. Basına çarşaf çarşaf haber veren SGK başkanı sağlıkta bu gidişle hizmet verilemeyeceği ve tasarrufa gidilmesi gerektiğini açıklaması bu görünen olayı iyice aralamıştır.. Aile Hekimliğinin sınırlandırılması da bu sistemin çöktüğünün çok net kanıtıdır.Çünkü bu sistemin bizde alt yapısı ve donanımlı ekibi yoktur . A.B. ülkelerinde bu sisteme geçilmeden 15 yıl Aile Hekimleri yetiştirilmiş ve sonra bu sisteme geçilmiştir.Oysa bizde öylemi 3-6 ay eğitim sertifika al sana Aile Hekimliği Diğer adı .............……….Aile Hekiminin Ticari İşletmesi...Öyle olmadığının aksini ispatlamak gerekmez mi? 

Bugün pilot uygulama illerinde aile hekimleri resmen ticari işletme mantığı ile çalışmakta hasta sevklerinde ve kendilerine verilen sayının altına düşmeleri durumunda kendilerine verilen paradan kesinti yapılmakta aksi bir durum iddia ediliyorsa ispatı gereklidir. Kamuoyunda “Tamgün yasası” olarak tartışılan yasa tasarısı aslında bir torba yasa niteliğindedir. Tamgün tanımına uygun düzenlemeler değil, onlarca piyasacı düzenleme getirmektedir. Bu tasarı sadece adıyla değil, kendine dayanak olarak sunduğu gerekçeleriyle bile çelişmektedir. Kamuda hekimlerin daha verimli olması, hasta güvenliğinin sağlanması için getirildiği söylenen ayrı bir mekânda ek işte çalışma yasağı, sadece hekimlere düşünülürken hekim dışı personelin güvenliği ve verimliliği düşünülmemekte, Ayrıca aynı tasarı içinde “mesai saatleri dışında gelir getirici çalışmaları...” söz edilebilmektedir. Ne hikmetse “gelir getirici” çalışma söz konusu olunca, verimlilik, hasta güvenliği gibi kavramlar unutulmakta, Değerli Meslektaşlarım ve Sayın Türk halkı ; Tasarının gerekçesi de, asıl niyeti gizlemek için yazılmış ve bahanelere dönüştürmektir. Tasarının asıl niyeti bize göre; kurulmaya çalışılan sağlık piyasasında Tabip ve Tabip Dışı Personelin işgücünün ucuzlatılması, Bizlerin ürettiği iş gücünün karşılığını değersizleştirilmesidir. Özel günlerde dökülen timsah göz yaşları ve yandaşları yan yana alarak verilen pozlar sadece insanların duygularını kandırmaya sürülen bir rujdur Hala Özel Hastane Lobisi ağlıyor görünse de; tüm hekimlerin ve Tabip dışı personellerin çalışma koşullarına, sadece özel hastane zincirlerinin çıkarlarına uygun olarak sınırlamalar getirmekte, hekimleri, kamu çalışanları, SGK anlaşmalı özel hastane çalışanları ve diğerleri diye 3 ayrı sınıfa ayırmaktadır. Böylece çalışmak için bu gruplardan birini seçmek zorunda kalan hekimlerin, kamusal kaynakların aktarımı ile sermaye birikimi tamamlanan özel hastane patronları karşısında, mesleki bağımsızlığını koruyamaz duruma düşürülmeleri, alın terlerinin ucuzlatılması hedeflenmektedir. Sağlık mesleğin etik sınırlar içerisinde sürdürülmesi için olmazsa olmaz şarttır. Bu tasarı bu hali ile yasalaşırsa, sağlık ortamı “sadece para ile motive olan” birkaç gözü dönmüş Özel tüccarının ve onu besleyen Özel Sigorta Kurumlarının kâr hırsına terk edilmiş olacaktır. Bu dönüşüm sonunda artacak olan kötü sağlık uygulamalarının suçlusu dün olduğu gibi yarında sağlık çalışanları ve hekimler olarak ilan edilecek ve bu olumsuzlukların bedelini ödemek sağlık çalışanlarına kalacaktır. 

Bakınız bu torba tasarının en can alıcı noktası hekimlere zorunlu mali sorumluluk getirilmekte, Malpraktis sigortası zorunlu kılınmaktadır. Peki tabip Dışı Personelin Malpraktis Sigortası neden Yok? Çünkü biz Tabip Dışı Personeller Sağlık Banklığına göre üç kuruş ve nerde olursa çalışır gözü ile görülen zavallılarız. Tıbbi Malpraktis Sigortası ile tıbbi kötü uygulamadan ;piyasacı düzenleme getiriliyor ve tıbbi hatalar sadece hekim hatası gibi algılatılmaya çalışılıyor ve bu alanda da yeni bir sektör yaratılmak isteniyor. Adı’da SAĞLIK SİGORTASI son bir yıl içerisinde ülkemize giren özel şirket sayılarının artışı tesadüf mü?Hadi canım!!! inanmam bu ülkede bu mümkün mü? Bunun Sonucunda Tıbbi Malpraktis hataları kuruma açılacak ve Tıbbi eğitim sürecinin , devamlılığı, personel durumu, çalışma ortamı ve koşulları, alt yapı sorunları çözülemeyecek hale gelecektir. Değerli Meslektaşlarım hatırlayın biraz şöyle 3-4 ay geriye gidelim bazı sendikalar ise bu tasarıyı birkaç ay önce “müjde; döner sermayeler artacak” diye duyurmuşlardı. Arkadaşlar bunun asla olmayacağını bunun seçim öncesi sendikalar tarafından uçurulan balon olduğunu ve sendikaların kullanıldığını yazmıştık. 

Velev ki artış Olsa bile bu şekilde artışa yine karşıyız neden? Temel ücretin yükseltilmesi yerine, döner sermaye paylarında artış yapılacak kandırmacasıdır İnsana para emeklilik sonrası yani yaşlılıkta gereklidir.Temel ücrette yani emekli keseneğinde yükseltilme yapılmadan yapılan hiçbir iyileşme bizler için anlamlı değildir. Bu işin avukatlığına soyunanlar şimdiden batmaya başlayan döner sermayeler tümden batınca sağlık çalışanlarına nasıl hesap verecektir. Değerli meslektaşlarım önümüzde 2010-2011 bolanya süreci ülkemizde Kanun No. 5544 ve Resmi Gazetenin: 7 Ekim 2006 – 26312 sayısı ile yayımlanan MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU KANUNU hakkında neler biliyoruz ve bu konuda sendikalar tarafından bizlere neler aktarıldı. Değerli meslektaşlarım işte asıl sıkıntılar buralarda bugün Tıbbi Sekreterlik Mezunları boş gezerken ve mesleklerinin dışında çalışırken bir ay Milli Eğitim bakanlığına Bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde 1-2 ay içinde verilen eğitimle sertifika ile bu meslek haklarına haiz olabilmekteler. Yani 1-2 yıl içerisinde diğer meslekler içinde farklı olmayacaktır. Bugün hizmet alım ile cihaz başlarına alanı sağlık olmayan insanların laboratuvar teknikeri çalıştırılması gibi. Bakınız Hekim menşeyli Sağlık Bakanlığının en son uygulamasında 2009 Güz döneminde Biyolog,Ecazcı v.b. alandakilerin TUS a alınmalarının önü kesilmiştir. Daha önce demiştik ki meslekleri çatıştırmayınız.Bu gün özel sektörde alanı sağlık olmayan insanlar laboratuvar ve röntgende çalışırken uzmanlar olarak ses çıkartmayacak fakat kendi alanız olunca buradan eğitim alıp TUS’a gireceklerin önünü keseceksiniz ne güzel adalet değil mi? Yani Rabena Hep Bana nasıl olacak bu iş? Değerli meslektaşlarım ve sayın Türk halkı bu torba tasarının getirdiği hak kayıpları saymakla bitecek gibi değildir. İyonize radyasyon ile çalışanların bugün haftalık çalışma süresi 25 saattir, yani günlük 5 saattir. Sağlık bakanlığı genelge yayınlayarak bu zamanı 40–45 saate çıkarma girişiminde bulunmuş asli görevleri haksızlıkları önlemek olan sendikalar uyanarak dava açarak 25 saate düşürmüşlerdi. Bununda çaresi var ve demiştik ki yargı kararlarına uymazsınız , yada yargı yolunu da kapatabilmek için haftalık 37.5 saat olarak düzenlersiniz olur biter aynen öyle olmadı mı? Üzgünüm ama aynen öyle oldu Bunu yaparken uluslararası standartlardan söz eder ve çalışanların çoğu zaten dışarıda çalışıyor dersiniz buda kılıfı olur. Ancak şunu hepimiz iyi biliyor ki radyasyonla çalışılan ortamların çok büyük bir kısmının uluslar arası standartlara uymamaktadır. 

Ruhsatsız birimler, yetersiz radyasyon güvenliği önlemleri, Avrupa standartlarının çok üstünde hasta sayısı gibi nedenlerle onlarca risk ile karşı karşıya olan sağlık çalışanlarının riskleri uzanan mesai saatleriyle daha da artacaktır. Çünkü radyasyon vitamin değildir. İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa,kayseri v.b. büyük iller dışında Anestezi Teknisyen ve teknikerlerinin hastanelerde bulunan hasta nakil ambulansları ile iller arası hasta sevkleri ve daha sonra sevk dönüşlerinde onlara hasta uyutmalarını istemek ve çalışanlarda tükenmişlik sendromunun oluşmasını sağlamak .. Anadolu illerinde 112 Komutalar ve istasyonlar hala kurulamamış yada kağıt üzerinde kurulu gösterilmesinden dolayı Hasta Acil Ambulansları Sadece Kazalarda kullanılmaktadır. Bu birilerinin rahatı birilerin daha çok çalışması demektir.Acaba bunu sayın Sağlık Bakanı biliyor mu? yada Acil Afet Koordinasyon birimindeki yetkililer biliyor mu? Bilmediklerini düşünüyorum sadece şikayetler varsa o zaman bakanlığın bilgisi olmaktadır. Tamgün çalışmanın getirildiği sürece baktığımızda; özelleştirmelerin hızlandığı, hastanelerin radyoloji ve görüntüleme birimlerinin taşerona verildiği bir sürecin yaşandığı; Puzzle’ın bir diğer parçası olan ve tasarı halinde bekleyen “Kamu hastane birlikleri yasası” ile de kamu hastanelerinin tamamen kendi kendine yetmeye çalışan, ticari işletmelere dönüştürülerek, her bir klinik ve polikliniğinin dahi ayrı taşeron tarafından işletilebilmesinin olanaklarının yaratılacağı bir süreç sağlık alanını beklemektedir. Bize göre işin en garip yanı şu; Sağlık Bakanı ve bürokrat ve teknokratlarının da tüm bunlar yokmuş gibi, çıkarmaya çalıştıkları Kamu Hastaneleri Birlik Yasası ile sanki ortada kamu hastanesi kalacakmış gibi ‘tamgün yasası getirerek hekimlerin ayağını özel sektörden çekmelerini istemektedirler Anadolu’da buna ;Bu ne biçim perhiz ne biçim turşu derler DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM Silkinin,titreyin ve kendinize gelin Yani hekimler ve hekim dışı personeller , adı A kamu olan hastanesinin B taşeronuna verilmiş kliniğinde tamgün çalışacak. Sizce bu inandırıcı ? Yada ne kadar kamucu olduğunu gösterir DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM Sıtmayı gösterip ölüme razı etmeye çalışan bu zihniyet başımızda duran 4/A,4/B,-4/C /4924 kılıcı varken bu hastanelerde sözleşmelinin sözleşmelisi çalıştırma da esas alınacağından adı kamu ama içi özelleştirilmiş hastanelerde, iş güvencesiz ve performans üzerinden ücret alacağımızdan tam gün kölesi olmaya zorlanmak istenmekteyiz. Hedeflenen tamamen budur. Hükümet olarak siz bize şunları verin ; A.B ülkelerindeki gibi Meslek odalarımızı,Unvan ve Yetkilerimizi Tanımlayalım, Grevli çalışma haklarımız, Özel hastanelerde belirlenen yatak ücretleri gibi çalışma  ücretlerini belirleyen bir komisyonu oluşturun işte o zaman HEM TAM GÜN YASAINI HEMDE KAMU HASTANE BİRLİKLERİ ,MESLEKİ YETERLİKLERİ Konuşalım. Bu yapılamaz neden mi? Buna Önce doktorlarımız karşı çıkarlar güçlerini kaybettiklerini düşünürler,ayrıca bakanlık içerisinde köhneleşmiş sadece günü kurtarmaya çalışan bürokrat ve teknokratlar mevzuat hazırlamaktan çekinirlerde ondan mesleğinin ehli olmayan kişi veya kişilerin Sağlık Bakanlığı bünyesinde makam işgal etmeleri ve senci benci kavramı ile buralarda tutulmasıdır. Tabi bu durum tüm sağlık çalışanlarını çok yakından ilgilendirmektedir. Unvan tanımı,Yetkinliği ve çalışma sahaları belli olmayan sağlık çalışanları buralardan verilen görüşlerle önleri kesilmektedir. Bu da tüm sağlık Çalışanlarını daha da ağır çalışma ortamında çalışmalarına neden olmaktadır bekleyecektir. DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM Bu Tam Gün Yasasının en ağır maddelerinden biride (Mondros Mütarekesinin 7. Maddesi gibi) Yasada çokça yer alan ve döner sermayeden fazla para almanın yolu olarak gösterilen “…mesai saatleri dışında gelir getirici çalışmalarından doğan katkı…”, “ …katkı sağladıkları vaka ve iş dolayısıyla…” ifadeleri ise sağlığın ticarileştirilmesinin, mesai ve mekan kavramının kalmayacağının da en açık göstergesidir. 

Biz dernekler olarak;Kamuda ve özel sektörde A.B ülkelerindeki gibi Meslek odalarımızı,Unvan ve Yetkileri tanımlanmış , Grevli çalışma hakları sağlanmış,Ücretlerinin meslek odaları tarafından belirlendiği sağlık sistemi içerisinde hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının,dostça ve huzur içinde,gelir kavgasında düşmeden, insanca yaşamalarını sağlayacak; Ücretlerimizin temel ücret üzerinden iyileştirildiği, iş güvencesinin sağlandığı, sağlık alanındaki adı ne olursa olsun özelleştirmeye son verilmesi ve ihaleleri yapılmış olanların bundan sonraki süreçte yapılmaması; sağlık çalışanının üzerinden özel sektörün hizmet alımı ile aldığı işin niteliğine göre elektirik ve su faturaların bu kurumlardan tahsil edilmesi, Belirli vakalar için veya ihtiyaç halinde kamu sağlık kurumları arasında günlük-saatlik görevlendirmeler yer almaktadır. Aynı şekilde askeri hastanelerde de ihtiyaç halinde sivil hastanelerdeki hekimler görevlendirilebilecektir. Bu esneklik sadece hekimler için geçerli olabilir ama diğer Tabip Dışı Personel için aynısı söylenemez. Son söz olarak hastanelerin ve diğer sağlık kurumlarının gerekli tıbbi donanımlarının sağlandığı, hizmet ve teşvik anlamında özel-kamu bağının olmadığı, gerçek anlamda 657-4/B- 4/C- 4924 v.b adlara değil devlet güvencesinin uygulandığı sağlık sisteminin içerisinde meslek icra etmek istiyoruz. 

Biz Tabip Dışı Personeller ve dernekler olarak bunu dünde söyledik bugün tekraren söylüyoruz . Yarınlarımızın Çalınmadığı, Çalışan Güvenliğinin ve Çalışma barışının sağlandığı zamanlarda çalışmak dileğiyle

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.